top of page
134.jpg

Astro Başlangıç Paketi ..
Nereden başlayacağını bilemeyenler için.
Detayları öğrenmek için tıkla. 

Astrolog Mine Cürmen ile

Neden Başladığım Her İş Yarım Kalıyor?

  • Yazarın fotoğrafı: Uzman Psikolog Gizem Çetin
    Uzman Psikolog Gizem Çetin
  • 29 Haz
  • 3 dakikada okunur

Diş fırçalarken gözüm aynadaki lekeye takılıyor. Daha fırçayı ağzıma bile götürmeden, elimi uzatıp o lekeyi silmeye başlıyorum. Tam silerken aklıma peçeteliğin boş olduğu geliyor. Onu tamamlamaya geçiyorum. Sonra bir bakıyorum, başka bir detaya kaymışım, başka bir işi yapıyorum. Ne için banyoya geldiğimi, neye başladığımı unutmuşum bile.


Bazen mutfağa bir bardak su almaya gidiyorum. Ama yolda masanın üzerindeki dağınıklık gözüme çarpıyor, onu toplarken açık kalan pencere dikkatimi çekiyor. Perdeleri düzeltirken çiçekleri sulamadığımı fark ediyorum. Bardak hala elimde değil. Su içmemişim. Ama üç başka iş yapmışım.


İşte bu, birçok insanın her gün defalarca yaşadığı bir şey. Zihnin bir şeyle meşgulken başka bir şeyi öne çekmesi, başladığımız bir işin ortasında başka bir işle ilgilenmeye başlamamız, bir anda yön değiştirip bir önceki işi unutmamız. Bu sadece dikkat dağınıklığı ya da plansızlıkla açıklanacak bir şey değil. Aslında burada çok daha derin bir zihinsel mekanizma devrede.


Zihin bir işe başladığında, o işi tamamlamadan bırakmak istemez. Tamamlanmamışlık hissi, beyinde açık bir sekme gibi kalır. Bu, psikolojide Zeigarnik etkisi olarak bilinir. Tamamlanmamış işler zihinde daha çok yer kaplar, daha kolay hatırlanır ve daha fazla huzursuzluk yaratır. Yani aslında beyin, bir işi bitirmeden başka bir işi hatırlattığında bu yeni işi unutmaktan ya da ihmal etmekten korktuğu için bizi hemen harekete geçmeye zorlar. Çünkü şimdi yapmazsan unutabilirsin komutu verir. Bu dürtü o kadar hızlıdır ki çoğu zaman farkına bile varmadan davranışa dönüşür.


Zihin dış uyaranlara karşı da oldukça hassas çalışır. O anki işimize odaklanmış gibi görünsek de, etrafımızdaki her detay bir ses, bir görüntü, bir eksiklik beynin dikkat merkezine önemli olabilir sinyali gönderir. Bu sinyal çoğu zaman elimizde olmadan, yeni bir işe geçmemize neden olur. Yani aslında başka bir işe başlamamız, dikkatin dağılmasından değil, beynin o yeni uyarıyı bir öncelik gibi algılamasından kaynaklanır.


Bazı zihinler bu uyarılara karşı daha açıktır. Çevrede olan biteni fark etme, detayları kaçırmama, eksikleri tamamlama ihtiyacı bazı insanlarda daha baskındır. Bu durum, dikkat sisteminin yapısıyla ilgilidir. Kimi zihinler odağı sürdürmede güçlüdür, kimi zihinlerse çevredeki uyarıcıları kolayca takip eder. Her iki durum da normaldir, ancak işleyiş tarzları farklıdır.


Aynı anda birçok şeyi zihninde tutan, yapacakları sürekli planlayan, eksik bir şeyi gördüğünde onu hemen tamamlama ihtiyacı duyan bireyler bu durumu daha sık yaşar. Çünkü onların zihni sadece yaptıkları işe değil, etraftaki her potansiyel göreve de açıktır. Beyin her eksikliği tamamlanması gereken bir görev gibi algılar ve bu görevler arka arkaya sıralanır. Zihin bir anda birden fazla işi aynı anda yapmaya çalışır. Bu, fark edilmeden gelişen bir zincirleme geçiş haline dönüşür.


Bir başka önemli etken de zihinsel yüktür. Gün içinde ne kadar çok şeyi hatırlamak, planlamak, kontrol etmek zorundaysak, zihin o kadar kolay geçiş yapar. Çünkü her yeni görev hatırlatması, beyin için bir “öncelik” uyarısıdır. Üstelik her yeni geçiş, önceki işin yarım kalmasına neden olur. Ve bu döngü gün içinde defalarca yaşanır.


Bu geçişler, zihinsel olarak oldukça yorucudur. Her yeni işe geçerken beyin yeniden konumlanır. Yeniden karar verir, yeniden odaklanır, yeniden enerji harcar. Bu yüzden günün sonunda hiçbir şey yapmamış gibi hissedebiliriz ama aslında beynimiz durmaksızın çalışmış, binlerce küçük geçiş yapmıştır. Bu da zihinsel yorgunluk, tükenmişlik hissi, huzursuzluk ve bazen de kaygıya neden olabilir.


Beynin bu şekilde çalışması, bir zayıflık ya da eksiklik değil. Aksine bu, zihnin seni unutkanlıktan, eksiklikten ya da aksaklıktan koruma çabasıdır. Fakat bu süreç kontrolsüz yaşandığında kişiyi yorar, üretkenliği düşürür ve günün sonunda çok şey yaptım ama hiçbirini bitiremedim hissi yaratır.


Böyle bir durumda çözüm, her gelen uyaranı hemen takip etmek değil, onu fark edip yönetebilmekle başlar. Zihin sana bir işi hatırlattığında, o işi o an yapmadan da zihninde tutabileceğini bilmek önemlidir. Çünkü her hemen yapmalıyım dürtüsüne kapılmak, seni ana görevinden uzaklaştırır ve zihinsel sekmeleri çoğaltır.


Aslında her şey şu küçük farkındalıkla değişebilir:

Bu gerçekten şu an yapılması gereken bir şey mi?

Yoksa sadece o an gözüme çarptığı için mi önemli gibi geliyor?


Bu soruya vereceğin dürüst yanıt, gününü ve zihnini yeniden düzenlemene yardım eder.

Ve bazen en iyi seçim, sadece başladığın işi bitirmektir. Gerisi bekleyebilir.

 
 
 

Comments


bottom of page