904238568841611532
top of page
134.jpg

Astro Başlangıç Paketi ..
Nereden başlayacağını bilemeyenler için.
Detayları öğrenmek için tıkla. 

Astrolog Mine Cürmen ile

Neden Hep Aynı Tip İnsanlara Çekiliyorum ?

  • Yazarın fotoğrafı: Uzman Psikolog Gizem Çetin
    Uzman Psikolog Gizem Çetin
  • 17 Haz
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Haz


ree

Bazı ilişkiler vardır… İçinde hep bir huzursuzluk, bir eksiklik vardır ama yine de bırakamazsın. Herkes, bu sana zarar veriyor der, sen de farkındasındır… ama bir türlü kopamazsın...


Çünkü insan zihni, geçmişte tanıdığı duygulara yönelir. Zihin, çocuklukta öğrendiği ilişki biçimini, büyüdüğünde tekrar etmeye çalışır. Eğer çocukken sevgi almak için fazla çaba harcadıysan… duygularını bastırarak onay gördüysen… biri seni bir gün sevip bir gün yokmuşsun gibi davrandıysa… zihnin buna sevgi böyle bir şey dedi. Ve bu kalıp, zihnine bir bağ kurma şeması olarak yerleşti.


Yetişkinlikte de buna uygun kişilere çekilmeye başladın. Seni değerli hissettirmeyen, ilgisi değişken, gel-gitli insanlara. Çünkü bu yapı sana tanıdık geldi. Güvende hissetmek için tanıdık olana sarıldın. Oysa o tanıdıklık, aslında seni zamanında en çok yaralayan histi.


Zihin, yarım kalan hikayeleri tamamlamak ister. Çocukken alamadığın sevgiyi, yetişkinlikte biriyle bu sefer olacak diyerek tamamlama çabasına girersin. Ama bu, seni iyileştirmek yerine aynı döngüye sokar. Ve farkında olmadan her defasında aynı kişilere, aynı ilişki şekline yönelirsin. Bunun adı ilişki tekrar döngüsüdür. Terapi dilinde bunun en bilinen açıklamalarından biri de bağlanma örüntüleridir. Özellikle kaygılı bağlanma geliştirmiş kişiler, kendilerini geri çeken ya da ulaşılmaz biriyle ilişkide daha fazla tutunmak zorundaymış gibi hisseder.


Sana iyi gelmeyen birine bağlı kalma halini sadece duygusal olarak açıklamak eksik olur. Bu, bilinçdışı bir öğrenmenin sonucudur. Beynin tehlikeli ama tanıdık olana çekilmesi, aslında sana kontrol hissi verir. Çünkü tanıdık olanı yönetebileceğini sanırsın. Ama bu kontrol etme çabası seni sürekli daha çok çabalayan, daha çok veren, daha az alan biri haline getirir. Yani bağlandığın kişi değil, onu sevdikçe kendini yeterli hissedeceğini düşündüğün kendilik halidir.


Bu döngüden çıkmanın ilk adımı fark etmektir. Gerçekten o kişiyi mi istiyorsun, yoksa onun yanında yeterli hissedebilme ihtiyacını mı? Sevgiyi mi seçiyorsun, yoksa zihnine tanıdık gelen karmaşayı mı? Kendine bu soruları sormaya cesaret ettiğinde zihninin otomatik seçimlerini sorgulamaya başlarsın. Bu farkındalık, seni geçmişte yazılmış hikayeleri tekrar etmekten alıkoyar.


İlişkiler sadece karşındaki kişiyi değil, senin kendinle kurduğun bağı da ortaya çıkarır. Bu yüzden bir ilişkide kendinden vazgeçtiğini fark ediyorsan, belki de ilk bırakman gereken şey o kişi değil, o ilişkiyle ilgili zihnindeki yanlış tanımlar olabilir.


Birine bağlandığın için kendini suçlama. Ama artık şunu bil; Bu sefer orada kalmak zorunda değilsin. Tanıdık diye devam etmek zorunda değilsin. Yeni, belki daha sakin, ama iyileştirici olan bir yol da mümkün. Ve o yol, önce kendine doğru başlar.

Yorumlar


bottom of page